Buradasınız: AnaSayfa › Ayhan-Haksal-Biyografya

Ayhan Haksal Biyografya

AYHAN HAKSAL
AYHAN HAKSAL’ IN ÖZGEÇMİŞİ:

Çamlıca Musıkî Derneği Kurucu Başkanı.


İstanbul Kadıköy 'de doğdu. 1976 yılında TRT İstanbul Radyosunun açmış olduğu, Türk Sanat Müziği amatör ses yarışmasını kazandı. İstanbul Radyosunda Kānûni Bestekâr Sādettin Öktenay' dan özel ders aldı.


1982 yılında TRT İstanbul Radyosunun açmış olduğu sınavı kazandı.TRT İstanbul Radyosunda solo programlar icra etti.TRT Televizyon Programlarına solist olarak katıldı.


Kānûni Bestekâr Cüneyt Kosal 'ın tavsiyesiyle Sayın Emin Ongan Hocaya gitti. Emin Ongan Beyefendinin öğrencisi oldu. Emin Ongan Hocanın kararıyla 1982 yılında Repertuar Hocalığı görevini üstlendi.


Zaman, zaman sınıfları dolaşan Emin Ongan Hoca, "Evlâdım biz eserleri, usûllerini vurarak deşifre ediyoruz. USÛL ESERİN RUHUDUR. NOTA İSE ESERİN KROKİSİDİR.Her öğrenciye, eserin usûlünü vurdururak okut", dedi.Yine o tarihlerde Sayın Emin Ongan Beyefendinin el verdiği kişiye!"Büyük usûllerle eser geçmesini bilmeyen bu Cemiyetin Hocası olamaz" dedi, ve devam etti.Özetle, AKSİ TAKTİRDE SIRADAN BİR CEMİYETTEN FARKIMIZ OLMAZ, ifadesini kullandı. Emin Hocanın bu konuşmasından sonra benim musıkîmize bakış açım değişti .Bu konuşmayı geniş zaman içerisinde, Emin Ongan Hocadan iki kez daha duyduğunu ifade eden Hocamız Ayhan Haksal, Çamlıca Musıkî Derneğimizde ömrünü ve gönlünü büyük formdaki eserleri, nota ve usûllerini vurarak deşifre etmeye adadı.Özellikle Klâsik Koromuzda, Tarihi Klâsik Türk Musıkîsinin, Büyük Formdaki eserlerini ve diğer formlardaki yapıtlarını Nota ve Usûllerini vurarak bize geçti ve geçmektedir.


1992 tarihinde Çamlıca Musıkî Derneğini kurdu.Çamlıca Musıkî Derneğinde eserler nota ve usûlleri vurularak deşifre edilmektedir.Bu konuda Derneğimizin Kurucu Başkanı, ve İcra Kurulu Başkanı Hocamız Ayhan Haksal, "Türk Musıkîsi, ses ve usûl sistemine dayalı bir müzik türüdür. Eserler nota ve usûlleri 'sağ elle sağ dize, sol el ile sol dize ki biz buna asıl usûl, ana usûl diyoruz' vurularak deşifre edilmelidir. Usûldeki her darbın (vuruşun) kendine özgü şiddeti vardır. {Usûllerin her darbının şiddeti, kuvvetli mi?, yarı kuvvetli mi?, zayıf mı?; bunu fizik, matematik, mekanik bilimcisi Ord. Prof. Sâlih Murat Uzdilek, laboratuvarda bilimsel, teknik araştırılmalar ve incelemeler sonucunda tespit etmiştir.}Usûl vurarak deşifre ettiğiniz zaman, usûlün darblarının şiddelerini de icraya dökmüş oluyorsunuz. Buhûrîzâde Mustafa Itrî efendiler, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendiler, Hacı Ârif Beyler, Emin Ongan Beyler, hep eserleri nota ve usûllerini vurarak öğrenmişler ve öğretmişlerdir. Türk Musıkîsini kim bu Hocalarımızdan daha iyi biliyor? SANATÇI OLMAK KOLAY DEĞİL.Bu bilgi beceri donanıma ancak çekirdekten, çocukluktan, bu şekilde eğitim alarak ve öğretmeye çalışırken öğrenmeye çalışılarak sahip olunur. Sonradan bu donanıma sahip olunmaz. Bugün de İTÜ Türk Musıkîsi Devlet Konservatuarında ve Çamlıca Musıkî Derneğinde Ayhan Haksal'lar ve Serdar Haksal'lar eserleri nota ve usûlleri vurarak öğrendiler ve öğretiyorlar. Türk Musıkîsinde bir eserin en doğru ve aslına uygun icrası bu şekildedir. Bu sistemin dışındakiler yanlıştır.


Şu konu da önemli.Değinmezsem olmaz.Hocam tamam da, hem usûl vurmak, hem şarkı söylemek zor oluyor.Bu cümleye cevabım şu.Amatörler için musıkî gönül işi.Biraz zoru sevmek gerekiyor.Yani gönülden sevdiğiniz bir iş için, ilk başta biraz zoru sevmek gerekiyor.Sonrası kolay.Yani usûlü öğrendikten, içselleştirdikten sonra, bir eseri nota ve usûl vurarak deşifre etmek, usûl vurmadan öğrenmeye çalışmaktan kesinlikle çok daha kolay.Aynı zamanda eseri en doğru ve aslına uygun icra etmiş oluyorsun.Usûlsüz eser geçmekle, eseri kesinlikle ÇOK ZOR ve YANLIŞ ÖĞRENİYORSUN.


Madem ki profesyonelsin, zaten usûl ve notayı iyice içselleştirmen gerekiyor.


40 yıl uğraştın Ûd enstrümanı virtüözü oldun.Sonra seni Repertuar Hocası, Şef yaptılar.Yok öyle şey.Repertuar Hocası, virtüözü olmak için 50 yıl çalışmak gerekir.Çünki ikisinin iştigal konusu farklı.Her ortamda dile getirdim, yazılı olarak yenimesajcom.tr gazetesinde yazdım. "yenimesajcom.tr" gazetesinde 12 Aralık 2020 tarihinde "Türk Musıkîsi'nde usûl" başlıklı yazımın sonunda ana fikir olarak,

{ Konservatuvarların dışında, eserleri nota, usûl ve güfteyle beraber, derneklerde, vakıflarda, topluluklarda geçmek için, bir an önce konservatuvarlarda hocalık ve şeflik bölümleri açılmalıdır.
Kültür Bakanlığımızın bu konuya acil olarak eğilmesi gerekiyor.
"Usûlsüz deşifre edilen Türk Musıkîsi eserleri, ruhsuz bedene benzer."(Ayhan Haksal) }

ifade ettim. İTÜ Türk Musıkîsi Devlet Konservatuarı 2022-2023 Eğitim - Öğretim döneminde "Hocalık ve Şeflik" bölümlerinin açıldığını öğrendim.


Arûz, hece vezni āhenkli söz söyleme sanatıdır.Müzik ise nağmenin āhengidir.Bu iki farklı güzel āheng birleşerek güzeller güzeli eserler bestelenmiştir.Sayın Emin Ongan Hocam bu güzelliklerden dolayı, USÛL ESERİN RUHUDUR, dedi.Bu cümlenin açılımı şudur.1) Usûl vurarak eseri en doğru ve aslına uygun olarak icra etmiş oluyorsun.2) Eseri, nota ve usûlünü vurarak deşifre ettiğin zaman, icraya, his, duygu, tavır, eda, üslûb, yorum katmış oluyorsun...Sonra, Türk Musıkîsine yeteri kadar önem verilmiyor, deniliyor..Ne verirsen, onu alırsın.


TRT ve Devlet Korosu sınavlarında, eserlerin nota ve usûlleri vurularak deşifre edilerek seslendirilmesi istenmektedir.Bu yüzden TRT ve Devlet Korolarına sayısız öğrencimiz girdi ve girmektedir. Yılmaz Öztuna'nın, Türk Musıkîsi Akademik Klâsik Türk San'at Musıkîsi'nin Ansiklopedik Sözlüğü 2. cilt 331. sayfa. Eskiden eserler usûl vurularak okunurdu.Zor olduğu için rağbetten düşmüştür.


Ayhan Haksal Hocamız sözüne şöyle devam etti.

"Bir de Türk Musıkîsi Ses Sistemi konusu vardır ki bu konuda en az usûl kadar önemlidir.Bugün kabul edilen Arel-Ezgi-Uzdilek sisteminde bazı makamlarda nazariyat başka, icra başkadır. Bu belirsizliği ortadan kaldırmaya çalışan, Ömrünü ve Gönlünü Türk Musıkîsi Ses Sistemi üzerinde çalışmalara adayan Prf. Dr. Yalçın Tura'nın 'Türk Musıkîsi Mes' eleleri 'kitabında açıkladığı, ' Türk Musıkîsi Ses Sistemi, Horosan Tanbûrunun Sapındaki Ses Sistemidir ' tespitine ben de katılıyorum. Bu konuda Devletin öncülüğünde çok ciddi ve geniş çaplı, belki de yılları alacak bir çalışma yapılmalıdır. Bu belirsizlik ortadan kalkmalıdır. Musıkîmizin önü açılmalıdır.Makam tarifi de Sayın Yalçın Tura' yı doğrulamaktadır.


Ayrıca Sayın Yalçın Tura 'nın usûl konusundaki bilgilerine de katılıyorum. Örnek: Türk Aksağı usûlünün mertebesi yoktur, denilmekte. Türk Aksağı usûlünde eserler genellikle 5/8 lik mertebededir. Örnek: Kendine niçin emsal ararsın, Mayadağ' dan kalkan kazlar(Vardar ovası), gibi...Ancak 5 / 4 lük mertebede icra edilen Türk Aksağı Usûlünde eserler de muvcuttur.Gel nazlı güzel gel, bana can ver gülüşünle, gibi...''


1996 yılından bugüne, Mesaj Televizyonu ve Meltem Televizyonunda sayısız canlı solo programlar icra eden Hocamız Ayhan Haksal 'ın seslendirdiği bazı eserleri You Tube den seyredebilirsiniz.


TRT Radyolarına, Devlet Korolarına giren, onlarca sanatçı yetiştiren, Serdar Haksal yönetimindeki Çamlıca Musıkî Derneği, bugün de çok değerli üyeleriyle, aynı amaç için çalışmalarını titizlikle sürdürmektedir.

Usûlsüz icra edilen Türk Musıkîsi eserleri, ruhsuz bedene benzer.Ayhan Haksal

Üstlendiğim misyon gereği, Türk Musıkîsinde bir eserin en doğru aslına uygun icra edilmesi konusunda, sizleri bilgilendirmek istedim.Bu işin sonu yok.Sürekli güzelin peşinden gitmek gerekiyor...Ayhan Haksal.


SANAT KURULU

Uyarı!Henüz bu galeriye eklenen bir resim yok...

Gel Güzelim Çamlıca' ya